Gençlik yıllarında deli dolu oluyor insan. Aklı havalarda, dünya yıkılsa umurunda değil. Hayalperest, maceracı, gelecek kaygısı, yalnızlık korkusu yok. Çevresi kalabalık, arkadaşlar, dostlar, sevgililer, ”yalnızlık nedir? ” bilmiyor. Bu yaşlarda çok sorgulamıyor insan hayatı sadece yaşıyor. Karar vermesi daha kolay oluyor, cesareti daha fazla… Kendini henüz tanımazken başka birini tanıması daha zor oysa.
20 li yaşlarda evleniyor insanlar genelde. Bu yaşlarda kişilik tam oturmadığı ve ne istediğini henüz bilmediği için insan daha kolay karar verebiliyor evliliğe. İkisi de henüz çocuk olduğu için çok sorgulamıyorlar kararlarını…
O yaşlarda evlendin evlendin sonra zor karar vermek.
Otuzlu yaşlara gelince insan, daha seçici oluyor, ne istediğini biliyor.Kişilik oturmuş oluyor ve daha çok sorguluyor insan evleneceği kişiyi. Kısacası 30 lu yaşlara kaldıysanız biraz güç evlenmeniz…
Hatta bu saatten sonra evlenmek bile istemeyebilirsiniz. Bu yaşlarda; birine katlanmak, sorumluluk almak, çocuk bakmak bile çok zor gelebilir size.Yalnızlık, 30 ve sonrası insanın kendi tercihidir aslın da. Ama şu da bir gerçek ki, yaşlandıkça insan daha çok korkuyor yalnızlıktan. Çevrenizde herkes evli, herkes aile olmuş. Hafta sonları insanlar aileleri ile birlikte. Bir bakmışsınız ki bir başınasınız, kimseler yok. Yalnızlık çok cesur bir tercih. Her insanın üstesinden gelebileceği bir şey değil. Alışmakta gerek aslında yalnızlığa . Evrende hiç bir şey sonsuz değil.
Herkes bir gün yalnız kalabilir. Alışmalı yalnızlığa ve öğrenmeli yalnızlığı…