Umut ederken, kırılan ümitlerinin pekte bir anlamı kalmaz, kaybettiklerinin yanında .. Alışılmışa gelmiş bir vaziyet içinde görürsün kendini, daha fazla ne acıtabilir ki dersin. Ama sende bilirsin ki her elbisende her alınan hediyede onun kokusu, baktıkça gözlerin dolar! “yine mi lanet olsun” dersin! Onları atsam ya?
Başlarsın yavaş yavaş, ağır ağır yapmak istemeyip te yapmak zorunda olduğun şeyi, fırlatırsın ondan yana tüm eşyalarını belkide yakarsın küllerinden doğamaz ya ? Son bir fotoğraf kalana dek, yırtamazsın onu, bakarsın derin derin Seni acıtacağını bildiğin halde, avutursun kendini. yüreğini parçalar gibi göz yaşlarınla rengi solmuş son hatırayı yırtmaya başlarsın..
Dökersin onu yerlere, yine dayanamazsın yine yapamadın! toplarsın tekrar yüreğini yerlerden, Eskiyi andıramasa da yaratırsın baştan kırık dökük sevdiğini. Ve toz tutmaya meyilli son bir hatıra bırakırsın en ücra köşene..
Böyle biter mi bilemeyiz ama bitmelidir artık.