Bazı durumlar için belirlediğimiz kriterler, sınırlar, alçak gönüllülük ve iyi niyetler vardır bunların hepsi insan olmanın nefes almak olmadığının ve insan olmanın bir takım erdemler gerektirdiğinin kanıtıdır ve bunlar kişinin kendisine olan saygısınında göstergesidir.
İnsanı erdemli kılan kriterlerin haricinde birde insanın egosunu tavan yaptıran, güya ulaşılmaz olduğunu sandıran “gurur” vardır ki… Yüce mevla sizlerden ırak kılsın …
Gurur bazen “kendini beğenmişlik” sonrada şeytanın en çok sevdiği günah olan “kibir” şekline bürünür.. canlılar arasında hayvanların, börtü böceğin ve bebeklerin yüzü hiç kızarmaz. Çünkü söze “ben” diye başlamazlar.
Bir çok yanlışımızın başlangıcı olan “gurur” aşkta da olmaması gereken olgulardan biridir..
İnsanı pohpohlayan gurura hayır aşk’a evet diyerek sözü şiire bırakıyorum.
Sürgün yemiş anılar..
Kelam dinlemeyen, o iteatsiz gururumuz,
Bizi,
içinden çıkılmaz bir çatışmaya
sürüklüyor,
O
hiç uyanamadığımız sıkıntılı kabuslar
Gecelerimize arkadaş, içimize dert
oluyor..
Sürgün yemiş tüm anıların
ölümcül bedelleri sona ermedi,
ermiyor
Zihnimde canlandırdığım, puslu hayallerin
Ve buğulu yalnızlığın, içimi kor gibi
yakıyor
anılar yanıyor
sesler yanıyor
öpüşmelerin en yasakları
ve
yasakların bıçak sırtları yanıyor
sonbaharında eylül’ün yağmur yanıyor
gülüşlerde anlamlar alev alıyor
ve göz göre göre
aşk yanıyor
biz
ya
nı
yoruz…