Facebook’da bir arkadaşımın paylaştığı bir video, beni altımı ıslattığım günlere ışınladı sanki …
O günler siyah beyaz yıllardı, herkes Beşiktaş’lıydı. Nerede şimdiki gibi altına Ultra Prima’lar, Hugies’ler bağlanan çoçuklar. Analarımız, altımıza naylon muşanba bağlardı, bu nedenle altımız hep pişik olurdu… Sonra da una bulanmış hamsi gibi PUDRA manyağı olurduk, ve o haldeyken annelerimiz bizi sokağa salardı. Nerede şimdiki gibi parklar, oyunevleri, kreşler… :(
Postacı filmlerinin çekildiği yıllardı, kapını çalan postacı ya banka tebligatını, yada akrabalardan içine iliştirilmiş fotoğraf olan mektup getirirdi. İletişebilmek için bazen bir iki hafta bazende aylarca bazence yıllarca beklerdin.. Nerede şimdiki gibi Telefonlar, Fiberoptik kablolar , yavşak… GSM operatorleri, kotasız diye halka yutturulan internet paketleri …
En dürüst kopyaların çekildiği yıllardı, bizim öğrenim gördüğümüz yıllar. Bütün soruların cevaplarını bilsen bile ,sınıfın en çalışkan öğrencisinin emeğine saygı duyup, görgüsüzlük yapmazdık , haksızlık olmasın diye tamamını çözmezdik. Nerede şimdiki gibi kopya çeteleri, Yanlış soruyu bile doğru işaretleyebilen eğitimli sığırlar..
Ortaokulda okulun en güzel kızına aşık olurdun, utanırdın, sıkılırdın, ayıptı, yakışık almazdı sevdiğine ilan-ı aşk etmek… O tapılası hatun mesela, Facebook’daki profilinde, ilişki durumunu zırt pırt değiştirmezdi .. Şimdiki gibi haftalık veya günlük değildi, AŞK…
Bazende verilmiş sadakamız olurdu …
Yıllar sonra karşına çıkardı. Eski platonik aşkın… Hayat mücadelesinde kredi kartından biriktirdiği BONUSlarıyla beraber; Boğum boğum sarkan yağlarıyla, hiç bir boyanın kapatamayacağı kırışıklarıyla, saçlarıdaki pamuk şekeri kıvanımdaki bembeyaz saçlarıyla ve bir kaç çocukla. Yanında da okulun en hayta yontulası odunuda promosyonu olabilirdi…
[audio:http://medya.kursatsenturk.com/Omar_Faruk_Tekbilek-istanbul.mp3]
Ömer Faruk Tekbilek – İstanbul
Yani yaşadığımız hiç bir şeyi unutmayız. Sadece BEYİNgate marka hardiskimizin bir köşesinde depolanır, zaman zaman işlemcinin hızını arttırıp sonrada SCANDISK yapmak gerekir. Yoksa sittin sene o yıllara ait bilgilerin bulunduğu sektorlere erişemeyiz…