Gördüğünüz bu fotoğraf Amerika’da yapılan bir yarışmada birincilik aldı. Olay şu ki resimdeki kız çocuğu 1 km uzakta ki amerikanın yiyecek dağıttığı yere gitmeye çalışıyor dirseklerinin üzerinde. Arkasında bir akbaba bekliyor bu resmi çeken şerefsiz adam resmi çektikten sonra kız çocuğuna hiç ellemiyor yani yardım etmiyor. Fotoğraf ödül aldıktan sonra soruluyor “Kız çocuğunu ne yaptın.” diye adam “Öylece bıraktım.” diyor ve Bir çok tepki alıyor. 6 ay sonrada resmi çeken bu adam intihar ediyor.
Bugün sessiz kaldım. İçimden konuşmak gelmedi… Söyleyecek ne sözüm kaldı ne de konuşmaya mecalim. Sanırım artık yoruldum. Sanırım buralardan gitmek istiyorum. Sorunlarımın beni bulamayacağı en uzak şehre, o en uzak ülkeye… Beni buradan alıp oralara götürecek bir vasıta var mı ? Benim gözyaşımın akmayacağı o yere…
Mutluluktan güleceğim bir yer arıyorum! Sonsuza kadar mutlu olacağım o yeri.. Yok değil mi? Hala öğrenemedim yaşamayı.
Bir söz vardı ya ’’Yer yarılsa da içine girsem.’’ deriz bazı anlarda. İşte tam o noktadayım… Yerin altına girip, saklanayım. Kimseler beni bulamasın… Sessizce kalayım, dinleneyim istiyorum…
Gelmesin geçmişim.. Tüm acılarım, yerin yüzünde kalsın… Benden uzakta…
Hani bitmişti… Ne oldu? Yine mi hüsranlı bunun sonu..
New Content 12.06.2008
Baba, Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni… Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye’nin ikinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da… Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi… Ama bu topraklan yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları…
Düşün baba; Bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
28 Ocak 1971 Deniz Gezmiş (daha&helliip;)
İnternet 3G ile birlikte artık her kesime hitap eder duruma geldiği için, sitenizin Mobil yayınınını yapmak isteyebilirsiniz,
Android, iPhone ve Blackberry gibi mobil kullanıcıların arayüz algılamasını açıklamak istiyorum. Mobil web sitesi yönlendirme script arıyorsanız, bu makale faydalı olacaktır.
$_SERVER Sunucu ve işletme ortamı bilgisi (Detaylı Bilgi)
<?php echo $_SERVER['HTTP_USER_AGENT']; ?> My Android browser Output: Mozilla/5.0 (Linux; U; Android 2.1-update1; en-in; HTC_Wildfire_A3333 Build/ERE27) AppleWebKit/530.17 (KHTML, like Gecko) Version/4.0 Mobile Safari
user_agent.php
strpos() fonksiyonu bir alt dizgenin ilkinin konumunu bulur. (Detaylı Bilgi) (daha&helliip;)
Tarihten günümüze ders almamız gereken olaylarla doludur. Özellikle Osmanlının her dönemde yardım isteyen ülkelere ilginç yöntemleri vardı. İşte aşağıdaki olayda da Osmanlının Ren nehri kıyısındaki Fransız ve Almanlar arasındaki sorunu nasıl çözdüğünü görecek ve o dönemden şimdiki döneme nasıl gelindiğini hayretler içinde kendi kendinize bir düşünün ve çöküş dönemindeki bir imparatorluk dahi olsa, yardım isteyenlere karşı bir şekilde olsa yardım etmesini okuyacaksınız..
YENİÇERİ KIYAFETLERİ
19.yüzyılda Almanya’nın Mülheim şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.
Fransızlar, her sene nehrin Almanlar’daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. (daha&helliip;)
Video sitesindeki online ziyaretçi sayacını bir kaç kişi daha önce istemişti. Kıl bir adam olduğum için vermemiştim. :) Neyse bugün Kadir diye bir arkadaşım istedi. Ona verdim diğer isteyen arkadaşlara ayıp olmasın diye paylaşıyorum.
Veritabanında aşağıdaki sorguyu çalıştırdıktan sonra aşağıda en alttaki php kodlarını notepad++ ile yeni bir dosya oluşturup içine yapıştırın sonra online.php olarak kayıt edin. Config.php ile aynı klasör içinde olacak şekilde, video sitenizin ana dizinine gönderin. sonra temanızın footer.tpl dosyasını bir editor ile açıp uygun bir yer seçin,
{include_php file=’online.php’} kodunu ekleyin..
Veritabanı
DROP TABLE IF EXISTS `pm_online`; CREATE TABLE IF NOT EXISTS `pm_online` ( `id` bigint(20) NOT NULL auto_increment, `timestamp` int(15) NOT NULL default '0', `ip` varchar(40) NOT NULL default '', `file` varchar(100) NOT NULL default '', PRIMARY KEY (`id`), KEY `ip` (`ip`), KEY `file` (`file`), KEY `timestamp` (`timestamp`) ) ENGINE=MyISAM DEFAULT CHARSET=utf8 AUTO_INCREMENT=26 ;
[audio:http://medya.kursatsenturk.com/Chica_Bomb-Dan_Balan.mp3]
(daha&helliip;)
Hepimiz değişmek isteriz. Yeni yıllarda, doğum günlerinde değişim kararları alırız … Oysa işte acı gerçek değişimi isteriz ama değişmeyi göze alamayız. Değişim korkutucudur. En korkutucu olansa sen olduğun yerde dururken sevdiğin insanın değişmesidir. Bazı şeyler hiç değişmez ya da değiştirmeye gücümüz yetmez. Bazılarıysa hiç beklemediğimiz bir şekilde değişir. Ama hayat değişse de bir şey hiç değişmez, sevdiklerimizin yanında olma ihtiyacı… Bazen seçemediğin kardeşin, bazen sevgilin… Bazen de yitirdiğin arkadaşın… Ve o insanları bir kere bulduğumuzda yanlarından kolay kolay ayrılmayız. Bazen bizi kırmış olsalar bile ..
Bir gün gelir bir gün geçer bazı şeyler hiç ama hiç değişmezmiş ..
28. Temmuz 1910 Zürih doğumlu Eduard Einstein , Albert Einstein ve Mileva Maricìn ikinci oğluydu.Çok duyarlı ve çoğu kez hasta bir çocuktu. 1914´te ailesiyle birlikte Berlin`e taşındı. Berlin´deki yaşam Mileva`nin hoşuna gitmediği için çocuklarıyla birlikte Zürih´e geri döndü. 1919´da Albert Einstein ve Mileva Maric boşandılar.
Zürih´te öğrenimine başlayan Eduard, yüksek zekası ve müziğe olan yeteneği ile ilgi çekti. Ayrılığa rağmen Albert Einstein oğullarını ve eski karısını sürekli ziyaret etti. 1929`da yüksek başarıyla liseyi bitiren Eduard, psikiyatr olma amacıyla tıp eğitimine başladı
1930`da 20 yaşındaki Eduard`a Şizofreni teşhisi konuldu. Öğrenimini yarıda bırakıp Burghölzli Sanatoryumuna yatırıldı.
1933`te yeni karısı Elsa ile Amerika`ya göç eden Albert Einstein, bu hastalığın genetik olduğunu iddia eder. 1933`te son kez ziyaret ettiği oğluyla tüm ilişkileri keser.
1948`de annesinin ölümünden sonra Eduard tamamen Sanatoryumda yaşamaya başlar. 1965`te 55 yaşında ölür.
Vlad III the Impaler Voyvoda III. Vlad, Drakula ya da Kazıklı Voyvoda 1448, 1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası (prens) idi.
Voyvoda III. Vlad düşmanlarını (özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini) kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Sonradan Bram Stoker’ın Drakula romanına ve Drakula filmlerine konu olmuştur.
Osmanlılar’a yenilen Vlad’ın babası onu rehin olarak Osmanlılar’a vermişti. Yaşamının bir kısmını Osmanlılar’ın elinde tutsak olarak yaşadı. Osmanlılar’ın egemenliğini kabul ederek Eflak’ın başına geçti. (daha&helliip;)
Türk nedir diye sorusu üzerine kahraman Türk milleti için Atatürk’ün verdiği cevap bakın nasıl…
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. ”
Son Yorumlar