ArkadaÅŸlarımla konuÅŸurken onlara “aklın sınırı var mıdır? Varsa o sınırı aşınca ne olur?” diye bir soru sordum.
Aklın boş bir tarlaya benzediği ve sınırsız olduğu, dolayısıyla sınırı asmak diye bir deyimin yalnızca kendi farkındalığın olduğu, aklın bir tarlaya benzediği ama sınırlı olmasının göreceli bir kavram olduğu (ama yine de sınırlarının bulunduğu), üstelik bu sınırların başkalarının akıl sınırı ile çakışabildiği , Aklın kesinlikle bir sınırı olduğu,
Tartışma baÅŸlıkları altında çok gizemli ( kimine saçma gelebilir) bir konuya saplanıp kaldık …
Ben aklın sınırının olmadığı ve o sınırı ( yani kendi kendimize var olduÄŸunu sandığımız sınırı ) aÅŸtığımızda her ÅŸeyin berraklaÅŸtığını bu nedenle aklın sınırını aÅŸanların artık cevaplanacak hiçbir soruları olmadığını , ama bunun da, derin bir uçurumun kenarında artık nedenlerin ve yanıtların olmadan tek ayak üstünde durmak gibi bir ÅŸey olduÄŸunu düşünüyorum. Biraz zor anlatması …
Simdi ben aklın oyunları ve aklın gerçekten elle tutulur, sınırı çizilir bir sınırı olup olmadığı (düz bir anlatım oldu ama), aklın sınırı ötesine geçmenin ya da sınır yok ise o sınırsızlığın bilincine varmanın nasıl sonuçlar doğurduğu hakkında sizlerin de görüşlerini almak istedim.
Ne dersiniz ? Sizce Aklın sınırı varmıdır ? Sınır Yoksa neden Hiç bir şey berrak değil !