Hayat acımasızdır önüne bir sürü engel koyar.
Dipsiz bir kuyudur hayat.
Düştükçe düşersin…
Bir şeylere sahip olmana, ufacık şeylerden mutlu olmana müsade etmez.
Düştükçe düşersin…
Kendine “bu nerede bitecek” diye sorarsın kuyunun dibini görmek için dilersin, yalvarırsın.
dibi görsen çırpınıp biraz yükselme ihtimalin vardır ama müsade etmezler.
Düştükçe düşersin…
Milyonda bir bi ihtimal gerçekleşir Şansın yaver gider. İşte tam o an gizli bir el kalın bir sopayla kafana vurur.
Yine düştükçe düşersin.
Alengirli kısmıda budur işte hayatın.
Düştükçe düşersin…
Alçalırsın. Küçülürsün. Sonra görünmez hale gelirsin.
Çığlıklarını kimse duymaz, duyanında sikinde olmaz.
Hayatın seninle dalga geçme şekli budur çünkü…
Benim hayatım kendine adanmış bi hayat değil. Kendime adayabilsem hayatımı, sanada buradan nasiplenecebileğin, ufacık, minnacık şeylerden mutlu olabileceğin kırıntıları sana verebileceğim. Ama imkanları zorlamama rağmen veremiyorum.
Suç sende değil hiç bir zamanda olmadı.
Beni şu hayatta senin sevdiğin kadar seven.. karşılıksız sevende olmadı .. olmazda.
Senin beni seviyor olmanda benim de bi o kadar seni seviyor olmam da, birbirimize ait olmamız; sorunlarımızı çözmeye yeterli gelmiyor… Son bir aydır sürekli kavga etmemiz didişmemiz benim sana ızdırap veriyor oluşum. senin sorunlarını görmeyişim. Sorunlarına çözüm olamayışım, bunların birikip sel olmasıyla bu güne geldik.
Evet ben mutlu olmayı beceremeyen, sevdiğini mutlu edemeyen. İlişkilerini koruyabilme becerisine sahip olmayan bi adamım.
Öfkeliyim sinirliyim rahat düşünemiyorum.
Son Yorumlar