Çalışıyoruz, çabalıyoruz.. Bağırıyoruz çağırıyoruz. Uçuyoruz didiniyoruz. Koşuyoruz koşturuyoruz. Düşüyoruz kalkıyoruz. Saatlerce sürünüyoruz. Trafikte kalıyoruz. Ağlıyoruz isyan ediyoruz. Gülüyoruz sırıtıyoruz. Plan yapıyoruz. Tıkınıyoruz, zil zurna içiyoruz. Islanıyoruz donuyoruz. Yanıyoruz soyunuyoruz.
Gün gün böyle bitiyor ömür. Dönüp geriye baktığımızda elimizde birkaç kuruş. Gülümseten bir arkadaş. Belki bir hanım. Uzun bir zincir ve halkaları.
Sonra zincir kopuyor belki yukarıdaki en kötü şeyi arar oluyoruz. Kafamızda üşüşen muhasebeler, bağırış çağırışlar. Mutluluğu arayan bir adam.
Kim ne derse desin.. Ben artık zincirin halkası olmaktan sıkıldım…
Ne mi okuyorum…
Kitaptan sana akmayan bir denizi okuyorum. Dili dalgalı, sayfaları gök mavisi…
Çevir, çevir, çevir …
Sayfalarda bitmeyen bir özlem…
Beni aşkın diline çevir ki, denizin tuzu yakmasın artık içimi
Tayfalarım talan içinde. kalbimde bir inebahtı yenilgisi…
Ne mi okuyorum… Kayalıklara vuran dalgalar ne söylüyorsa onu okuyorum.Seni söylüyorlarsa, seni okuyorum.
Özlemini okuyorum. ey varoluşum sebebi…
Yıl 1961. Ordunun binek otomobil gereksinimini karşılamak için, cumhurbaşkanı Cemal Gürsel otomobil üretilmesini ister. 16 Haziran 1961’de Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Türk mühendislerine görev düşer. Tamamen Türk mühendislerince, Türk yapımı bir otomobil yapılmasına karar verilir. Yapılan üst düzey toplantılarda alınan kararla, dört buçuk ay gibi bir zamanda Devrim Otomobil’in tamamlanması gerekmektedir. Otomobil 29 Ekim 1961 Cumhuriyet Bayramı’na yetişmelidir. Ödenek, bir milyon dört yüz bin Türk Lirası’dır. (daha&helliip;)
Üç Beş senelik kötü bir geçmişin sonunda umut bağladığım Antidepresan haplar, İnsanı kuklaya cevirir ve hayata buzlu pencereden bakmanızı sağlar. Sürünerek yaşamak isteyenler için biçilmez kaftan, geri kalanı için boş bi laftır , Beyin kimyasına müdahale ederek, mutsuzluğa yol açan iletimleri azaltma gibi işlevleri vardır.
Hiçbir şey koymuyor ya da koysa bile bunu içtiğin için belki de hissetmiyorsun, Ne mutluluk için bi ilaça bağımlı olmak ne de herkes hayatından memnunken senin bu ilaç sayesinden bi yerlerden çıkmaya çalışman … ama bir akraba, sevgili vs gelipte “oğlum sen deli misin de bu ilaçları kullanıyosun” diye sorması gerçekten de koyuyormuş. Çıkarılacak en güzel sonuç siz siz olun anne baba ve kardeş dışındaki hiç kimseye bu ilaçlardan kullandığınızı söylemeyin, çünkü ya size deli damgası vuruyolar ya da size karşı bakış açıları değişiyor.
Hiç bir ilaçtan bu hayatı çekilebilir kılmasını beklememek lazımmış İçindeki acıyı alır götürür sanırsın ama götürmez .
sustum…
susun..
sustuk…
Biz susarak bitirdik içimizdekileri hani susarak başlatmıstık yaa bakışlarımızla…
Önce görüşmeler azaldı zamanla, birbirimize ayırdığımız zamanlar…
Daha sonra telefondaki sesin tonu…
Zamanla telefonlardaki sohbetler kısaldı…
Yavaş yavaş öldürdük içimizdeki sevgiyi…
Önce ben gitmek için atakta bulundum, sonraki hamle senden geldi…
Başladığımız gibi sessiz bitti bu ilişki
Ama başlarken bu kadar acı yoktu yüreklerde, alışılmışlık yoktu.. Kırgınlık yoktu birbirimize
Sevgi vardı başlarda güven vardı sonsuz olan..
Şimdi sensiz sessiz bir dünya var…
İyi değilim aşkım;
umutsuzca uyanıyorum sabahları..
Güneş yüzüme vurdukça daha bir karanlık oluyor günlerim.
Kahvaltı saatlerimi hep kaçırıyorum.
Bilirsin sigara iştahımı kesiyor..
Öyle pek özenmiyorum üstüme başıma..Ne geçerse elime giyiyorum.
Sen yoksun ya ‘’güzel görünüyorsun’’ demesinler istiyorum..
Yine en arka koltuğunda oturuyorum minibüsün yine camda oluyor gözlerim..
Sen tutmuyorsun ya elimi cebimden hiç çıkartmıyorum..
İyi değilim aşkım; (daha&helliip;)
Son Yorumlar