Yıllar önce başka bir blogumda yazmıştım, bu konuya tekrar parmak basmak istiyorum. www.yonja.com , www.siberalem.com , www.netlog.com’dan sonra çok fazla sahte arkadaşlık sitesi yayın yapmaya başladı. Bunlardaki para tuzağını özetlersek aşağıdaki gibi bir sonuca ulaşabiliyoruz..
özetle şu şekilde…
Reklam epostası sonra üyelik , web sitesinin yöneticileri tarafından oluşturulmuş sahte resimler kullanılarak gönderilen mesajlar. Bir nevi balık avı , oltaya yemi takıp avının yemi yutmasını beklerler. Yemi yutarsanız, Sizi beğenen dünyalar güzeli hatunla tanışmanız için ona cevap yazmanız gerekir. Ama önünüzde bir engel vardır. “Gold üye olmalısınız.” uyarısı, Gold üyelik sonunda boş yere harcanan bir kaç kuruş… Sonrasında da klavyenizle sap gibi başbaşa kalırsınız.
“Seninle tanışmak istiyorum.” , “Seni çok beğendim” veya ” çok sexsisin” gibisinden sahte resimler iliştirilmiş sahte profillerden tanışmak için size mesaj gönderen kişiye cevap yazmak istediğinizde , “gold üye” olmanız gerekli olduğunu söyleyen uyarı alırsanız, 3-5 dolar aylık ücret ödeyerek bu siteye üye olmayın…
Neden mi ? Kimse size aslında sulanmıyor yada asılmıyor. Sadece siteye para ödeyerek gold üye olmanız isteniyor.
Dikkat edin arkadaşlar, kimse sizin kara gözünüze kara kaşınıza aşık falan değil… Bunların hepsi para tuzağı… Hem akıllı bir bayanın bu gibi sitelerden kendine sevgili yada partner bulma gibi amacının olduğunu sanmıyorum.
İnsanın başına kötü istemediği bir olay geldiğinde “Hayat ne kadar acımasız olabilir ki” diye insan düşünür ve dert yanar . Aslında insanların acımasızlığının sonucunda oluşan bir durum değilmidir. Yada kendi hatasını kabullenemeyip bir başkasının üstüne atılan kabullenememe durumu değilmidir…
Hayat ne kadar acımasız olabilir ki…
Kontrolü sende değil mi , İlla bir suçlumu olması lazım , Hayata hatta Allah’a isyan değil midir? Yaratıcıyımı suçlamak gerekiyor!
Hayatın varoluş kaynağını …
Suçlu her zaman aslında kendinsindir .. Acımasız olan sensindir …
Davranışların ve karakterinle hakettiğin hayatı yaşarsın …
Bütün cazibenle, haşmetinle, nefsime hoş gelen güzelliğinle karşıma geçmiş, beni kendine çağırıyorsun. “Bana gel, bana bak, beni sev” diyorsun. Halbuki, ben ruhlar âleminden yola çıkmış, senin bağrına inmiş, oradan da bir süre oyalandıktan sonra ebed tarafına doğru gidecek olan bir yolcuyum. Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin. Bir misafirhanesin. Ama insanları oyalamak için o kadar çok çeşitli ve çok güzel oyuncakların var ki, gafil kalpler bunların gerçek ve ebedi olduğunu düşünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullanıyorlar. Yolculuğun diğer etaplarını unutup, senin yanında ebedi kalacaklarmış gibi yaşıyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onları bağrına basıyorsun…
Bazen söylenemeyen sözlerin sesi, bazen bir pişmanlığın diyeti, bazen de bir sevda nefesi… Sessizliğin çığlıklarıdır aslında gözyaşları… Anlatılamayanı anlatmak ister karşısındakine… Eğer anlayabilirse… İnsanoğlu bi garip… Sevinir ağlar, üzülür ağlar, hasret çeker ağlar, kavuşur yine ağlar. Kelimeler kifayetsiz kaldığında, gözyaşları görev başındadır. Aslında ağlayabilmek büyük bir nimet… Ve ağlamak taş kalpli olmadığımızı gösteriyor. Hala insan olduğumuzu, hissettiğimizi, DUYGUSUZ olmadığımızı… (daha&helliip;)
Yine karanlık her yer ve sen görünmüyorsun…
Ya da göstermiyorsun yüzünü. Kimbilir belki de kaçıyorsun benden…
Kaçan kovalanır derler ya hani, kaçtıkça geliyorum ardından…
Biliyorum o karanlıkların ardında nur yüzün var… Bekleyeceğim. Sabırla, Sebatla…
İnanıyorum ki bu karanlığı aydınlatacak güneşin gelmesi yakındır…
Gördüğünüz bu fotoğraf Amerika’da yapılan bir yarışmada birincilik aldı. Olay şu ki resimdeki kız çocuğu 1 km uzakta ki amerikanın yiyecek dağıttığı yere gitmeye çalışıyor dirseklerinin üzerinde. Arkasında bir akbaba bekliyor bu resmi çeken şerefsiz adam resmi çektikten sonra kız çocuğuna hiç ellemiyor yani yardım etmiyor. Fotoğraf ödül aldıktan sonra soruluyor “Kız çocuğunu ne yaptın.” diye adam “Öylece bıraktım.” diyor ve Bir çok tepki alıyor. 6 ay sonrada resmi çeken bu adam intihar ediyor.
Bugün sessiz kaldım. İçimden konuşmak gelmedi… Söyleyecek ne sözüm kaldı ne de konuşmaya mecalim. Sanırım artık yoruldum. Sanırım buralardan gitmek istiyorum. Sorunlarımın beni bulamayacağı en uzak şehre, o en uzak ülkeye… Beni buradan alıp oralara götürecek bir vasıta var mı ? Benim gözyaşımın akmayacağı o yere…
Mutluluktan güleceğim bir yer arıyorum! Sonsuza kadar mutlu olacağım o yeri.. Yok değil mi? Hala öğrenemedim yaşamayı.
Bir söz vardı ya ’’Yer yarılsa da içine girsem.’’ deriz bazı anlarda. İşte tam o noktadayım… Yerin altına girip, saklanayım. Kimseler beni bulamasın… Sessizce kalayım, dinleneyim istiyorum…
Gelmesin geçmişim.. Tüm acılarım, yerin yüzünde kalsın… Benden uzakta…
Hani bitmişti… Ne oldu? Yine mi hüsranlı bunun sonu..
New Content 12.06.2008
Baba, Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni… Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.
Baba, biz Türkiye’nin ikinci Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da… Tıpkı Birinci Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi… Ama bu topraklan yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları…
Düşün baba; Bugün hükümet işini, gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.
28 Ocak 1971 Deniz Gezmiş (daha&helliip;)
İnternet 3G ile birlikte artık her kesime hitap eder duruma geldiği için, sitenizin Mobil yayınınını yapmak isteyebilirsiniz,
Android, iPhone ve Blackberry gibi mobil kullanıcıların arayüz algılamasını açıklamak istiyorum. Mobil web sitesi yönlendirme script arıyorsanız, bu makale faydalı olacaktır.
$_SERVER Sunucu ve işletme ortamı bilgisi (Detaylı Bilgi)
<?php echo $_SERVER['HTTP_USER_AGENT']; ?> My Android browser Output: Mozilla/5.0 (Linux; U; Android 2.1-update1; en-in; HTC_Wildfire_A3333 Build/ERE27) AppleWebKit/530.17 (KHTML, like Gecko) Version/4.0 Mobile Safari
user_agent.php
strpos() fonksiyonu bir alt dizgenin ilkinin konumunu bulur. (Detaylı Bilgi) (daha&helliip;)
Tarihten günümüze ders almamız gereken olaylarla doludur. Özellikle Osmanlının her dönemde yardım isteyen ülkelere ilginç yöntemleri vardı. İşte aşağıdaki olayda da Osmanlının Ren nehri kıyısındaki Fransız ve Almanlar arasındaki sorunu nasıl çözdüğünü görecek ve o dönemden şimdiki döneme nasıl gelindiğini hayretler içinde kendi kendinize bir düşünün ve çöküş dönemindeki bir imparatorluk dahi olsa, yardım isteyenlere karşı bir şekilde olsa yardım etmesini okuyacaksınız..
YENİÇERİ KIYAFETLERİ
19.yüzyılda Almanya’nın Mülheim şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.
Fransızlar, her sene nehrin Almanlar’daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. (daha&helliip;)
Son Yorumlar