SDC

  • Menü
    • Bitmeyen Senfoni
    • Bilinçaltı Sayıklamaları
    • Halet-i Ruhiye
    • Anlık Tepkiler
    • Teknoloji
    • Karma Karışık
  • Hakkında
  • İletişim
  • Anasayfa
  • Menü
    • Bitmeyen Senfoni
    • Bilinçaltı Sayıklamaları
    • Halet-i Ruhiye
    • Anlık Tepkiler
    • Teknoloji
    • Karma Karışık
  • Hakkında
  • İletişim
Sponsor Bağlantılar

Php melody online ziyaretçi sayacım…

06 Kasım 2010 TeknolojiPhp Melody

Video sitesindeki online ziyaretçi sayacını bir kaç kişi daha önce istemişti. Kıl bir adam olduğum için vermemiştim. :) Neyse bugün Kadir diye bir arkadaşım  istedi. Ona verdim diğer isteyen arkadaşlara ayıp olmasın diye paylaşıyorum.

Veritabanında aşağıdaki sorguyu çalıştırdıktan sonra aşağıda en alttaki php kodlarını notepad++ ile yeni bir dosya oluşturup içine yapıştırın sonra online.php olarak kayıt edin. Config.php ile aynı klasör içinde olacak şekilde, video sitenizin ana dizinine gönderin. sonra temanızın footer.tpl dosyasını bir editor ile açıp uygun bir yer seçin,
{include_php file=’online.php’} kodunu ekleyin..

Veritabanı

DROP TABLE IF EXISTS `pm_online`;
CREATE TABLE IF NOT EXISTS `pm_online` (
  `id` bigint(20) NOT NULL auto_increment,
  `timestamp` int(15) NOT NULL default '0',
  `ip` varchar(40) NOT NULL default '',
  `file` varchar(100) NOT NULL default '',
  PRIMARY KEY  (`id`),
  KEY `ip` (`ip`),
  KEY `file` (`file`),
  KEY `timestamp` (`timestamp`)
) ENGINE=MyISAM  DEFAULT CHARSET=utf8 AUTO_INCREMENT=26 ;

[audio:http://medya.kursatsenturk.com/Chica_Bomb-Dan_Balan.mp3]
(daha&helliip;)

Sponsor Bağlantılar

Bazı şeyler hiç ama hiç değişmez(miş)

06 Kasım 2010 Bilinçaltı Sayıklamaları, Karma Karışık

uzgun_kiz

Hepimiz değişmek isteriz. Yeni yıllarda, doğum günlerinde değişim kararları alırız … Oysa işte acı gerçek değişimi isteriz ama değişmeyi göze alamayız. Değişim korkutucudur. En korkutucu olansa sen olduğun yerde dururken sevdiğin insanın değişmesidir. Bazı şeyler hiç değişmez ya da değiştirmeye gücümüz yetmez. Bazılarıysa hiç beklemediğimiz bir şekilde değişir. Ama hayat değişse de bir şey hiç değişmez, sevdiklerimizin yanında olma ihtiyacı… Bazen seçemediğin kardeşin, bazen sevgilin… Bazen de yitirdiğin arkadaşın… Ve o insanları bir kere bulduğumuzda yanlarından kolay kolay ayrılmayız. Bazen bizi kırmış olsalar bile ..

Bir gün gelir bir gün geçer bazı şeyler hiç ama hiç değişmezmiş ..

Albert Einstein’ın oğlu şizofrendi

01 Kasım 2010 Karma KarışıkAlbert Einstein

28. Temmuz 1910 Zürih doğumlu Eduard Einstein ,  Albert Einstein  ve Mileva Maricìn ikinci oğluydu.Çok duyarlı ve çoğu kez hasta bir çocuktu. 1914´te ailesiyle birlikte Berlin`e taşındı. Berlin´deki yaşam Mileva`nin hoşuna gitmediği için çocuklarıyla birlikte Zürih´e geri döndü. 1919´da Albert Einstein ve Mileva Maric boşandılar.

Zürih´te öğrenimine başlayan Eduard, yüksek zekası ve müziğe olan yeteneği ile ilgi çekti. Ayrılığa rağmen Albert Einstein oğullarını ve eski karısını sürekli ziyaret etti. 1929`da yüksek başarıyla liseyi bitiren Eduard, psikiyatr olma amacıyla tıp eğitimine başladı

1930`da 20 yaşındaki Eduard`a Şizofreni teşhisi konuldu. Öğrenimini yarıda bırakıp Burghölzli Sanatoryumuna yatırıldı.

1933`te yeni karısı Elsa ile Amerika`ya göç eden Albert Einstein, bu hastalığın genetik olduğunu iddia eder. 1933`te son kez ziyaret ettiği oğluyla tüm ilişkileri keser.

1948`de annesinin ölümünden sonra Eduard tamamen Sanatoryumda yaşamaya başlar. 1965`te 55 yaşında ölür.

Bir Manyağın Anatomisi |Kazıklı Voyvoda yada Kont Drakulanın hayatı

01 Kasım 2010 Karma Karışıkfatih sultan mehmet, istanbul, Targoviste, türk

Vlad III the Impaler Voyvoda III. Vlad, Drakula ya da Kazıklı Voyvoda 1448, 1456-1462 yılları arası ve 1476 yıllarında Eflak beyliğinin voyvodası (prens) idi.

Voyvoda III. Vlad düşmanlarını (özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini) kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Sonradan Bram Stoker’ın Drakula romanına ve Drakula filmlerine konu olmuştur.

Osmanlılar’a yenilen Vlad’ın babası onu rehin olarak Osmanlılar’a vermişti. Yaşamının bir kısmını Osmanlılar’ın elinde tutsak olarak yaşadı. Osmanlılar’ın egemenliğini kabul ederek Eflak’ın başına geçti. (daha&helliip;)

Türk Nedir? (Atatürk’ün Verdiği Cevap)

01 Kasım 2010 Karma Karışıkatatürk


Türk nedir diye sorusu üzerine kahraman Türk milleti için Atatürk’ün verdiği cevap bakın nasıl…

“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. ”

Özgürlük Heykeli Öyküsü

22 Eylül 2010 Karma Karışık

NewYork’taki Özgürlük Heykeli’nin masraflarının bir bölümünün Osmanlılar tarafından ödendiğini biliyor muydunuz? Üstelik heykel Mısır’a dikilecekti!

İşte öyküsü:
Mustafa Reşid Paşa, 23 Kasım 1854 yılında dördüncü kez sadrazamlığa getirildi.
“Fransız Partisi”ne mensup Mısır Valisi Said Paşa, Mustafa Reşid Paşa’dan nefret ediyordu. Süveyş Kanalı Projesi’ni hayata geçirmeyeceğini biliyordu. Bu nedenle bir hafta sonra projeyi imzaladı.
İmzalanan sözleşmenin altında ilginç bir madde vardı:
Kanalın Akdeniz’e açıldığı yere dev bir heykel yapılacaktı. Heykel, firavunlar döneminin giysilerine bürünmüş bir kadın şeklinde olacak ve elinde “Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini” sembolize eden bir meşale olacaktı!

Heykel, dönemin ünlü heykeltıraşı Frederic Auguste Bartholdi’ye sipariş edildi. Yüklüce avans verildi. Bartholdi işe başladı.
Birkaç sene sonra tamamlanan heykel, Marsilya’dan gemiyle yola çıkacaktı. Ancak Said Paşa ölünce yerine gelen İsmail Paşa, Müslüman bir coğrafyada heykel olmaz diyerek heykeli istemedi.
Süveyş Kanalı, 1869’da dünyanın dört bir tarafından gelen davetlilerin katıldığı büyük ama “heykelsiz” törenlerle açıldı.
Heykeltıraş Bartholdi’nin eseri, Paris’te bir depoya kondu ve tozlanmaya terk edildi.
(daha&helliip;)

Siyah Beyaz günler …

18 Eylül 2010 Halet-i Ruhiye


Facebook’da bir arkadaşımın paylaştığı bir video, beni  altımı ıslattığım günlere ışınladı sanki …

O günler siyah beyaz yıllardı, herkes Beşiktaş’lıydı. Nerede şimdiki gibi altına Ultra Prima’lar, Hugies’ler bağlanan çoçuklar. Analarımız, altımıza naylon muşanba bağlardı,  bu nedenle altımız hep pişik olurdu…  Sonra da una bulanmış hamsi gibi PUDRA manyağı olurduk, ve o haldeyken annelerimiz bizi sokağa salardı. Nerede şimdiki gibi parklar, oyunevleri, kreşler…  :(

Postacı filmlerinin çekildiği yıllardı, kapını çalan postacı ya banka  tebligatını, yada akrabalardan  içine iliştirilmiş fotoğraf olan mektup getirirdi. İletişebilmek için bazen bir iki hafta bazende aylarca bazence yıllarca beklerdin.. Nerede şimdiki gibi Telefonlar, Fiberoptik kablolar , yavşak… GSM operatorleri, kotasız diye halka yutturulan internet paketleri …

En dürüst kopyaların çekildiği yıllardı, bizim öğrenim gördüğümüz yıllar. Bütün soruların cevaplarını bilsen bile ,sınıfın en çalışkan öğrencisinin emeğine saygı duyup, görgüsüzlük yapmazdık , haksızlık olmasın diye tamamını çözmezdik. Nerede şimdiki gibi kopya çeteleri, Yanlış soruyu bile doğru işaretleyebilen eğitimli sığırlar..

Ortaokulda okulun en güzel kızına aşık olurdun, utanırdın, sıkılırdın, ayıptı, yakışık almazdı sevdiğine ilan-ı aşk etmek… O tapılası hatun mesela, Facebook’daki profilinde, ilişki durumunu zırt pırt değiştirmezdi .. Şimdiki gibi haftalık veya günlük değildi, AŞK…

Bazende verilmiş sadakamız olurdu …
Yıllar sonra karşına çıkardı. Eski platonik aşkın…  Hayat mücadelesinde kredi kartından biriktirdiği BONUSlarıyla beraber; Boğum boğum sarkan yağlarıyla, hiç bir boyanın kapatamayacağı kırışıklarıyla, saçlarıdaki pamuk şekeri  kıvanımdaki bembeyaz saçlarıyla ve bir kaç çocukla.  Yanında da okulun en hayta yontulası odunuda  promosyonu olabilirdi…
[audio:http://medya.kursatsenturk.com/Omar_Faruk_Tekbilek-istanbul.mp3]
Ömer Faruk Tekbilek – İstanbul (daha&helliip;)

Uzun pozlama da nedir?

17 Eylül 2010 Bu nedir ?

Gerçek gibi sanki değil mi ?

Efekt değil gerçek , buna  uzun pozlama deniliyor. Yaklaşık 1-2 saat süresince fotoğraf makinası çekim yapıyor, gökyüzünde  dünyanın dönmesi ile yıldızların izlediği yol bu sayede görülebiliyor… Gayet güzel bir çekim… Profesyonel bir makina + bir tripod ile siz de buna  benzer fotoğraflar çekebilirsiniz .

Ben bu fotoğrafa çoook bayıldım…

Kilometrelerce uzakta olan birini sevmek…

11 Eylül 2010 Halet-i Ruhiye

neredesin

Kilometrelerce uzakta olan birini sevmek…
Onca insan arasından kalkıp da kilometrelerce uzakta olan birini sevdiğiniz,seçtiğiniz için “hayatın bir bildiği var” diyebilmektir. televizyonun karşısına geçip oturduğunuzda bile, evdeki en dağınık halinizde bile onun yanında olmayı istemek, onun da aynı şeyleri düşündüğü inancına güvenebilmektir. “özlemek” kelimesinin hakkını vere vere yeri geldiğinde gözyaşlarınız gülümsemenize karışmış uyumak, ve uyurken onu düşünmemeyi dilemektir, çünkü uyku ve o hiç iyi anlaşmaz. sırf sesini duymak için telefon açmak, saçma sapan ya da ilginizi çekmeyecek şeyler olsa bile anlattıkları dinleyebilmektir. En kötü anınızda anne babanızı bile değil,
onu arayarak, tüm sevdiklerinizi es geçebilmektir ve en önemlisi dahası en zoru, onun sizi çok sevdiğine inanıp, tüm korkuları bastırarak o uzakta dahi
olsa ona güvenebilmektir…
(alıntı)

Terörist’in barış açılımı !

11 Eylül 2010 Karma Karışık


12 Eylül darbesinin gayr-i meşru çocuğu PKK 1984 yılından beri Türkiye’de 35 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine ve bir o kadarının da yaralanmasına, sakat kalmasına sebep oldu. ABD,İsrail ve bunlar gibi daha nice dış odakların beslemesi ,iti, köpeği olan örgüt 1990’lı yıllarda büyük katliamların asıl faili, tek suçlusudur. Türk Silahlı Kuvvetleri  1990’lı yıllarda örgüte karşı emsali görülmemiş bir mücadele göstermiştir. Terör örgütünün bu azgın yıllarında etkili vuruş ve darbeleriyle belini kırmasını becermiştir. İtin bile yürümesi mümkün olmayan Hakkari dağlarında mükemmel operasyonlar düzenlemiştir. (daha&helliip;)

Toplam 22 sayfa, 7. sayfa gösteriliyor.« İlk«...56789...20...»Son »
Etiketler
aşkhayatallahatatürkmasalhayalsonbaharmuhsin yazıcıoğluözlemkehanetCem SultanBuğulu YalnızlıkFirmwareDonanım yazılımıistiklal marşıermeni taksiciAşk bitince aşktırermeni kızırublekeşkeApacheCan YücelDolunaybarış mançoBilinçaltı sayıklamalarımİskender PalaEzel bezmiElest meclisiİsmet Özelermeni katliamıkadrajOn kasımAnkarabir başka afganistanZifiri karanlıkdostarkadaşBir tutam pamukegohırsMünacaatanlaermenistanaşk güzel şeyYazmassam Unuturum
Arşiv
  • Şubat 2025
  • Mart 2024
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2016
  • Kasım 2015
  • Kasım 2014
  • Aralık 2013
  • Eylül 2013
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Haziran 2011
  • Mart 2011
  • Şubat 2011
  • Ocak 2011
  • Aralık 2010
  • Kasım 2010
  • Eylül 2010
  • Ağustos 2010
  • Temmuz 2010
  • Haziran 2010
  • Mayıs 2010
  • Nisan 2010
  • Mart 2010
  • Şubat 2010
  • Ocak 2010
  • Aralık 2009
  • Kasım 2009
  • Ekim 2009
  • Eylül 2009
  • Ağustos 2009
  • Temmuz 2009
  • Haziran 2009
  • Mayıs 2009
  • Nisan 2009
  • Mart 2009
  • Şubat 2009
  • Ocak 2009
  • Aralık 2008
  • Kasım 2008
Kategoriler
  • Anlık Tepkiler
  • Bilinçaltı Sayıklamaları
  • Bitmeyen Senfoni
  • Blog
  • Bu nedir ?
  • Code is prority
  • Halet-i Ruhiye
  • Karma Karışık
  • Teknoloji
  • Wordpress
Son Yorumlar
  • PHP Mobil Cihazları yönlendirme için Azmi Güneş
  • Son bir hatıra için sdc
  • Arkadaşlık siteleri ve Tuzakları için can
  • Windows 7’de EasyPHP kurulumu (resimli anlatım) için mustafa
  • Bir daha sorgulayın kendinizi.. için Abdullah Çağrı ELGÜN
Sponsor Bağlantılar
.

.

.

.

2025 © SDC
Truemag theme by StrictThemes