Siz daha önce hiç; duymadığınız bir sesi, görmediğiniz bir yüzü, dokunmadığınız bir eli özlediniz mi ? Daha neleri özleyeceğimi bilmeden yaşıyorum… Faili meçhul bir özlem bu..
***
Aşk güzel şeydir, yaşandıkça.. Sarhoş eder insanı. Ne ayılırsın, ne de ayılmak için çaba harcarsın. Bir başına kalırsan kötüdür, Allah’a mahsustur yalnızlık. Hiçbir fotoğraf karesine sığmaz! Kimi çok seversem, içemediğim bir sigara, gidemediğim bir yol, çalamadığım bir kapı oluyor. Yalnız kalmak benim lanetim .
***
Yalnızlık, aslında yeni bir güne, yeni başlangıçlara gebe… Kalbimizin gözeneklerine ruh üfleyen bir hayatı müjdeler bize.. Bazende zifiri bir karanlığa ve ölümün soğuk yüzüne, Ankara ayazında üşümeye benzer…
“Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” Bakara/ 153
Aman Allah’ım bu yaşadıklarım neydi böyle? Nedir bunlar diye soruyorum kendime? Başarıyı bir tarife koyabiliyorum. Yenilgiyide, çocukluğu da gençliği de… Makarnanın ve inegöl köftenin de tarifi var. Bunu tarif bile edemiyorum.
Öyle bir tanımlamalı öyle bir anlatmalıyım ki herkes en az benim kadar bilmeli mutluluğumu, heyecanımı…
Yüreğim kıpır, ama sadece bu anlatmıyor. Hayatıma yeni yeni anlamlar yüklenmesi, önceden görmediğim yolların sanki gün ışığı gibi aydınlanarak önüme dizilmesi, bu bedenin havada ayakların yere basmadan yürüyebilmesi.
Ağustosta kar olmak, dağlar aşıp kuş olmak, gözde yaş olmak…
Neden anlatmıyor hiçbirşey beni? (daha&helliip;)
İnsanın başına kötü istemediği bir olay geldiğinde “Hayat ne kadar acımasız olabilir ki” diye insan düşünür ve dert yanar . Aslında insanların acımasızlığının sonucunda oluşan bir durum değilmidir. Yada kendi hatasını kabullenemeyip bir başkasının üstüne atılan kabullenememe durumu değilmidir…
Hayat ne kadar acımasız olabilir ki…
Kontrolü sende değil mi , İlla bir suçlumu olması lazım , Hayata hatta Allah’a isyan değil midir? Yaratıcıyımı suçlamak gerekiyor!
Hayatın varoluş kaynağını …
Suçlu her zaman aslında kendinsindir .. Acımasız olan sensindir …
Davranışların ve karakterinle hakettiğin hayatı yaşarsın …
Öyle anlar vardır ki hayatımızda hiç o kadar üretken olmamışızdır…
Çalışırız çalışırız yorulmayız… ta ki hedefe ulaşana dek..
Hedeften sonraki boşluk anını ise depresyon haline giriş bileti olarak düşünebiliriz.
İşte o yoğunluğu çekerken hayıflanmamız boşuna, bunlar mutlu anlarımız aslında..
Keşke hep yoğun olabilsek…
Keşke hep uğraşacak meşguliyetlerimiz olabilse….
Son Yorumlar