SDC

  • Menü
    • Teknik Analiz
    • BorsaPin
    • Bitmeyen Senfoni
    • Halet-i Ruhiye
    • Anlık Tepkiler
    • Teknoloji
    • Karma Karışık
  • Hakkında
  • İletişim
  • BorsaPin
  • Home
  • Menü
    • Teknik Analiz
    • BorsaPin
    • Bitmeyen Senfoni
    • Halet-i Ruhiye
    • Anlık Tepkiler
    • Teknoloji
    • Karma Karışık
  • Hakkında
  • İletişim
  • BorsaPin

Halet-i Ruhiye 85

Halet-i Ruhiyye

Ben bu hayatta hiç var olmadım ki zaten…

01 Ağustos 2025 Anlık Tepkiler, Bilinçaltı Sayıklamaları, Halet-i Ruhiye


Ben bu hayatta hiç var olmadım ki zaten…
Ne birinin teninde ısındım,
Ne de bir kelimesinde yer bulabildim kendime.
Ne bir yürek beni anladı,
Ne bir ses adımı gerçekten söyledi.
Sanki bir rüyanın unutulan köşesiydim;
uyanıldığında hatırlanmayan,
bir hayalin eşiğinden bile geçemeyen silik bir iz.

Zaman aktı üzerimden,
ama ben hiçbir saate ait olmadım.
Bir gölgeydim belki;
ışık varsa varım, yoksa hiçim.
Hiçbir el tutmadı beni,
hiçbir bakışta kendimi bulamadım.

Bir gün gidecek olsam,
ardımdan ‘kimdi o?’ bile demez kimse.
Çünkü ben burada değildim aslında —
yalnızca yokluğumun yankısıydım sizin kalabalığınızda

Yazmazsam Unuturum…

Aşk siyahı beyaz görebilme körlüğüydü, biz siyahı hep beyaz gördük.”

01 Ağustos 2025 Anlık Tepkiler, Halet-i Ruhiye

 

Birlikte geçirdiğimiz kısa ama güzel anlar, dostluğunun ne kadar kıymetli olduğunu hep hatırlatacak bana. Sessizliğin artık çok daha derin, eksikliğin ise tarif edilemez…
Huzur içinde uyu, dostum. Seni hiç unutmayacağız.

Kitabında yer verdiğin cümlem içinde sonsuz teşekkürler..

“Aşk siyahı beyaz görebilme körlüğüydü,  biz siyahı hep beyaz gördük.”
O satırlarda ismimi anman, beni her zaman onurlandırdı..

Şiirlerin artık sensiz, sessiz ve sahipsiz…
Ama bil ki, her dizede seni yaşatmaya devam edeceğiz.
Hoşçakal Kel Adam..

 

Arkadaşıma…

28 Aralık 2010 Bilinçaltı Sayıklamaları, Halet-i Ruhiye


Hani an gelir konuşmak istemezsin ya kimseyle öyle bir an işte… Hani gözlerin seni ele versin istemezsin… Hani susarsın sessizce köşende kalırsın. Kimi zamanda sessizce ağlarsın yanlızlığına. Kalabalıktır çevren ama kimse bilsin istemezsin sorununu. Sessizce akar gözlerindeki o masum yaşlar…

Sessizce iç çekersin. Çünkü sen sorumlusundur bundan kendini yanlızlığa iten senin, yanlışların ya da zamanında doğru sandığın yanlış kararlarındır. Ama bişeyi çok iyi öğrenmişsindir. Artık neyi yapmaman gerektiğini.

Üzülme kalk hadi artık. Sen güçlüsün en azından bu hayata karşı güçlü olmalısın. Ne yaşamış olursan ol ne karar almış olursan ol doğru ya da yanlış bu senin kendi kararın. Sevin, gül, ağla ,üzül. Ama kendi kararını kendin verdiğin için kendinle gurur duy…

Bu sensin senin kendi hayatın canım arkadaşım üzülme artık toparlan dik dur…

Hayat ne kadar acımasız olabilir ki ?

26 Aralık 2010 Halet-i Ruhiyeallah, hayat, insan

İnsanın başına kötü istemediği bir olay  geldiğinde “Hayat ne  kadar  acımasız olabilir ki” diye insan düşünür ve dert yanar . Aslında insanların acımasızlığının sonucunda oluşan bir  durum değilmidir.  Yada  kendi hatasını kabullenemeyip bir başkasının üstüne  atılan kabullenememe durumu değilmidir…

Hayat ne  kadar acımasız olabilir ki…
Kontrolü sende  değil mi , İlla  bir  suçlumu  olması lazım , Hayata hatta Allah’a  isyan değil midir? Yaratıcıyımı  suçlamak gerekiyor!
Hayatın varoluş kaynağını …

Suçlu  her zaman aslında  kendinsindir .. Acımasız  olan sensindir …
Davranışların ve  karakterinle hakettiğin hayatı  yaşarsın …

Bazen söylenemeyen sözlerin sesi

12 Aralık 2010 Halet-i Ruhiye

Bazen söylenemeyen sözlerin sesi, bazen bir pişmanlığın diyeti, bazen de bir sevda nefesi… Sessizliğin çığlıklarıdır aslında gözyaşları… Anlatılamayanı anlatmak ister karşısındakine… Eğer anlayabilirse… İnsanoğlu bi garip… Sevinir ağlar, üzülür ağlar, hasret çeker ağlar, kavuşur yine ağlar. Kelimeler kifayetsiz kaldığında, gözyaşları görev başındadır. Aslında ağlayabilmek büyük bir nimet… Ve ağlamak taş kalpli olmadığımızı gösteriyor. Hala insan olduğumuzu, hissettiğimizi, DUYGUSUZ olmadığımızı… (daha&helliip;)

Siyah Beyaz günler …

18 Eylül 2010 Halet-i Ruhiye

Facebook’ta bir arkadaşımın paylaştığı video, beni çocukluk yıllarıma, altımı ıslattığım o masum günlere ışınladı adeta…

O yıllar siyah beyazdı. Herkes Beşiktaşlıydı. Nerede şimdi çocuklara bağlanan Ultra Prima’lar, Huggies’ler… Annelerimiz altımıza naylon muşamba bağlardı. Bu yüzden de altımız sürekli pişik olurdu. Sonrasında un bulanmış hamsi gibi pudranın içinde kalırdık. Yine de o halde sokağa salardı bizi analarımız. Ne park vardı, ne oyun evi, ne de kreş…

Postacı filmlerinin çekildiği zamanlardı. Kapını çalan postacı ya bir banka tebligatı ya da içine fotoğraf iliştirilmiş bir mektup getirirdi. Bir haber alabilmek için bazen haftalarca, bazen aylarca, hatta yıllarca beklerdik. Nerede şimdi olduğu gibi cep telefonları, fiberoptik kablolar, “kotasız” diye yutturulan internet paketleri, GSM operatörleri…

O yıllar, en dürüst kopyaların çekildiği yıllardı. Sınavlarda tüm cevapları bilsen bile, sınıfın en çalışkan öğrencisine saygı gösterir, hepsini çözmezdin. Haksızlık yapmazdık. Nerede şimdi olduğu gibi, yanlış soruyu bile doğru işaretleyebilen kopya çeteleri, sistemin açığını ezbere bilen eğitimli sığırlar…

Ortaokulda okulun en güzel kızına âşık olurdun. Utanırdın, sıkılırdın. Ayıptı çünkü… Yakışık almazdı sevdiğine ilan-ı aşk etmek. O tapılası hatun, bugün olsa Facebook’ta ilişki durumunu haftada üç kez değiştirirdi belki ama o zamanlar aşk ciddi bir şeydi. Haftalık ya da günlük değil, yıllara yayılan bir duyguydu.

Bazen de “verilmiş sadakamız” olurdu… Yıllar sonra karşına çıkardı eski platonik aşkın. Hayat mücadelesinde, kredi kartından biriktirdiği bonuslarıyla, boğum boğum sarkan yağlarıyla, hiçbir boyanın kapatamayacağı kırışıklarıyla, pamuk şekeri gibi bembeyaz saçlarıyla ve birkaç çocuğuyla… Yanında da okulun en hayta, en yontulası odunu: promosyonu!

Kilometrelerce uzakta olan birini sevmek…

11 Eylül 2010 Halet-i Ruhiye

neredesin

Kilometrelerce uzakta olan birini sevmek…
Onca insan arasından kalkıp da kilometrelerce uzakta olan birini sevdiğiniz,seçtiğiniz için “hayatın bir bildiği var” diyebilmektir. televizyonun karşısına geçip oturduğunuzda bile, evdeki en dağınık halinizde bile onun yanında olmayı istemek, onun da aynı şeyleri düşündüğü inancına güvenebilmektir. “özlemek” kelimesinin hakkını vere vere yeri geldiğinde gözyaşlarınız gülümsemenize karışmış uyumak, ve uyurken onu düşünmemeyi dilemektir, çünkü uyku ve o hiç iyi anlaşmaz. sırf sesini duymak için telefon açmak, saçma sapan ya da ilginizi çekmeyecek şeyler olsa bile anlattıkları dinleyebilmektir. En kötü anınızda anne babanızı bile değil,
onu arayarak, tüm sevdiklerinizi es geçebilmektir ve en önemlisi dahası en zoru, onun sizi çok sevdiğine inanıp, tüm korkuları bastırarak o uzakta dahi
olsa ona güvenebilmektir…
(alıntı)

Tek kişilik gösteri

04 Eylül 2010 Halet-i Ruhiye

uzgun

 

Şehrin efendilerinin,
Direttiği hayatı yaşamak zorunda kalmışlığımdan,
yüz soruyla hayatı kolay kılma yarışında yine sonuncu  oldum …

Yani;
“Boş hayaller “ listesine eklenecek bir madde daha ..
Ve yine yazmak zorunda kaldım .. (daha&helliip;)

Ne gerek var?

01 Ağustos 2010 Halet-i Ruhiye


Sensiz de geziliyor işte! Kendimi o dört duvarın arasından çıkardım. Kimi akşam dostlarla duble yanı sohbete, ülke kurtarmaya; kimi zaman tek başıma tiyatroya gidiyorum. Yollarda senin adın yazan dükkan isimleri çarpıyor gözüme, o an içim bir sızlıyor ama o da geçiyor. Kendi kendime gülümsüyorum. (daha&helliip;)

Umutsuzluk

02 Temmuz 2010 Halet-i Ruhiye

uzgun

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır…

Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulan vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara…

Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi…

Toplam 9 sayfa, 1. sayfa gösteriliyor.12345...»Son »
Etiketler
Teknik AnalizaşkPythonhisse senedi analiziEma AlignmentÜstel Hareketli OrtalamaPine Scripthayattrend analizipivotEmaallahalgoritmik tradingtrend takibiyatırım stratejisiBorsaPinotomatik analizpiyasa momentumuyatırım stratejileriborsa eğitimifinansal analizborsa stratejileriborsaPython ile BIST verisi çekmePython teknik analizPython borsa analiziPearson korelasyonuStop-Lossİdeal EmadirençdestekFibonacciİdeal Ema UpTrading ViewCem Sultansonbaharmuhsin yazıcıoğlukehanetözlemhayalmasalatatürkistanbulfiravunPhp Melody
Arşiv
  • Ağustos 2025
  • Temmuz 2025
  • Nisan 2025
  • Şubat 2025
  • Ocak 2025
  • Kasım 2024
  • Ekim 2024
  • Temmuz 2024
  • Mart 2024
  • Ocak 2023
  • Ağustos 2018
  • Temmuz 2016
  • Kasım 2015
  • Kasım 2014
  • Aralık 2013
  • Eylül 2013
  • Kasım 2012
  • Ekim 2012
  • Haziran 2011
  • Mart 2011
  • Şubat 2011
  • Ocak 2011
  • Aralık 2010
  • Kasım 2010
  • Eylül 2010
  • Ağustos 2010
  • Temmuz 2010
  • Haziran 2010
  • Mayıs 2010
  • Nisan 2010
  • Mart 2010
  • Şubat 2010
  • Ocak 2010
  • Aralık 2009
  • Kasım 2009
  • Ekim 2009
  • Eylül 2009
  • Ağustos 2009
  • Temmuz 2009
  • Haziran 2009
  • Mayıs 2009
  • Nisan 2009
  • Mart 2009
  • Şubat 2009
  • Ocak 2009
  • Aralık 2008
  • Kasım 2008
Sponsor Bağlantılar
Kategoriler
  • Anlık Tepkiler
  • Bilinçaltı Sayıklamaları
  • Bitmeyen Senfoni
  • Blog
  • BorsaPin
  • Bu nedir ?
  • Code is prority
  • Halet-i Ruhiye
  • İndikatör
  • Karma Karışık
  • Pine Script
  • Python
  • Teknik Analiz
  • Teknoloji
  • Trading View
  • Wordpress
  • Telegram
  • YouTube
Son Yorumlar
  • PHP Mobil Cihazları yönlendirme için Azmi Güneş
  • Son bir hatıra için sdc
  • Arkadaşlık siteleri ve Tuzakları için can
  • Windows 7’de EasyPHP kurulumu (resimli anlatım) için mustafa
  • Bir daha sorgulayın kendinizi.. için Abdullah Çağrı ELGÜN


Borsapin Proje Google Drive

Sponsor Bağlantılar
Sponsor Bağlantılar
.

.

.

.

2025 © SDC